Bir Mizah Katili Olarak Günümüz DJ'i

Etiketler: , ,

Radyo dinleme kültürüm hiçbir zaman olmadı, olamadı, bundan sonra da olacağını pek sanmıyorum. Radyo dinlemekten kastım sadece şarkı dinlemek değil, dj muhabbetlerini de -hatta de bağlacını kaldıralım, özellikle dj muhabbetlerini- dinlemek.Zaten radyo dinleyecek bir ortamım, yol boyunca radyo dinleyecek bir arabam da olmadı. Laf aramızda hala ehliyetim bile yok.

Konuyu fazla saptırmadan şuraya gelmek istiyorum: Radyo kültürümün olmamasından hiçbir zaman şikayetçi olmadım. Zira arkadaşlarımın arabasında falan birkaç kez dj sohbetlerine denk geldim ve hiçbir zaman anlam veremedim (Burada absürd mizahın çağdaş temsilcileri Cenk ve Erdem Beyleri konu dışında tutmak istiyorum). Yapılan kalitesiz espriler ve peşinden dayatılan kahkaha efektlerinin samimiyetsizliği, her radyo dinleyişimde suratımda engelleyemediğim bir somurtmaya neden olmuştur.

Ancak ortada bundan daha büyük bir sorun var. O da şudur ki; mizah anlayışına gerçekten inandığım ve espri zevkimin genellikle paralel olduğu birçok arkadaşımın bu dj'leri özellikle dinlemesi ve bana ballandıra ballandıra anlatmasıdır. Hatta aynı arabada aynı dj'i dinlerken benim suratımdaki o malum somurtmaya karşılık arkadaşımın yüzündeki anlamsız gülümseme de bu sorunun başka bir boyutudur. Kendimden şüphe duymaya başlarım o anda. "Bu adamla aynı esprilere gülerdik, şimdi ne oldu da o gülüyor ben gülmüyorum?" diye sorgulamaya başlarım ve bu sorgulama o anda tüm içsel paradokslarımın önüne geçer. "Bende mi bir sorun var acaba?" veya "Ben çok mu önyargılıyım acaba?" sorgulamaları da bunun hemen peşinden vuku bulur.

Fakat bu konu üzerine çok düşündükten sonra önyargılı olmadığımın, espri anlayışımın değişmediğinin kararına vardım. Nasıl vardığımı boşverin, vardım işte. Ancak bu karara varışım sorunu çözümlememe yetmedi. O bir kenarda hala duruyor. Arkadaşlarım hala tam vaktinde radyoyu açıp dj'i dinleyerek şuh kahkahalarını atmaya devam ediyor ve ben hala her dj sesi duyduğumda somurtmaya devam ediyorum.

Aslında bu somurtmamın bir sebebi de "samimiyetsiz kahkaha efekti"dir. Bu konuya ise başka bir yazıda değineceğim kısmetse.

Yine de tüm bunların ötesinde, Cenk ve Erdem Beyler haricinde bir iki dj'in hakkını yemek istemiyorum. Bazıları işini cidden fena yapmıyor, esprileri de yazımda genel olarak bahsettiğim dj'lerinki kadar kalitesiz değil. Ama yine de bana o efektteki gibi kahkaha attıramıyorlar.

Hepsi bir yana, ben sabahın köründe uyanınca konuşmaya mecalim yokken, konuşsam bile sesim çatallı çatallı iğrenç bir şekilde çıkarken, o dj'ler o saatte nasıl oluyor da o şekilde enerjik olup, o ses tonuyla program sunabiliyorlar? Hep şunu düşünmüşümdür enerjik dj sesi duyduğumda: "Akşam kaçta yattı acaba?"

Son olarak, Nihat Sırdar isimli dj'den hiç hazzetmem lakin bazen öyle güzel, öyle orijinal türküler çalıyor ki, uykumu kaçırıyor adam. Kalkıp oynayasım geliyor.

Comments (0)

Yorum Gönder