Yumruk, Riya ve Faşizm

Etiketler: , , ,

Değişim diye bir şey var ya hani; kuyruklu yalan. Değişim diye bir şey yoktur: döngü vardır. Bu kadar da büyük büyük konuşuyorum evet. Değişim dediğimiz şey döngülerin içindeki ayrıntılardan ibarettir sadece. O ayrıntılar da kişilerdir, mekanlardır vs.

Şiddeti Orta Asya'dan bu yana seviyoruz da, siyasete karşı kullanılan şiddeti Mesut Yılmaz'ın Budapeşte'de yediği yumruktan bu yana unutmaya başlamıştık. Ama döngü değişimi yine alt etti ve yumruk yıllar sonra bu kez önce eski DTP başkanı Ahmet Türk'ün, ardından da Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın burnunda patladı. Bu kadarla bitmedi, döngü yine başgösterdi ve o zamanlar Mesut Yılmaz'a "oh olsun" diyen cühela zihniyeti bu kez de aynı "oh olsun"u Ahmet Türk ve Taner Yıldız'a karşı kullandı (Bu oh olsun diyenler arasında eski bir bakan olduğunu da minik bir anekdot olarak belirteyim). Tabi araya ufaktan değişim sosları serpiştirildi, cühela zihniyet biraz da faşizmle süslenerek kendisini bizlere servis etti.


Bu blogda çok fazla siyaset konuşmayacağım (ilk yazımın konusunun siyaset olması beni de endişelendirmedi değil), konuşsam da herhangi bir kişi veya parti odaklı siyaset yapmayacağım. Beni bilenler siyasi görüşümü az çok bilirler zaten. Ancak yazdığım tüm yazılarda olacağı gibi siyaset konuştuğumda da hakkaniyeti gözeteceğim. "Tarafsızlık, objektiflik" kavramları bana artık birer safsata gibi geliyor. İsmail Kılıçarslan'ın da dediği gibi, "Objektif fotoğraf makinesinin bir parçasıdır, o kadar." Belki çok klişe, etkisiz bir söz olacak ama, elimden geldiğince hakkaniyetli davranıp, tarafsız değil, hakkın tarafında olmaya çalışacağım.


Şimdi burada ne Ahmet Türk'ü, ne de Taner Yıldız'ı savunacağım. Ancak yumruğun muhatabı ve yumruğu atan kim olursa olsun ortada kabul edilemez bir şiddet unsuru var. Fikirlerini meşru ortamlarda belirtemeyen faşist ve cühela zihniyetin son çaresi olan şiddet unsuru. Bunu savunmak, düşüncesizce "oh olsun" demek faşizmin doruk noktasıdır.

En çok da şunu merak ediyorum: Bugün Türk'e ve Yıldız'a atılan yumruk yarın Deniz Baykal'a, Devlet Bahçeli'ye, Kemal Kılıçdaroğlu'na, Onur Öymen'e atılsa sessizliklerini mi koruyacaklar, yoksa çıkıp "bu yumruk cumhuriyete, laikliğe atılmıştır" diyerek evlerine bayrak asarak, cumhuriyet mitingleri düzenleyerek seslerini mi duyuracaklar? Her ne kadar riyakarlıklarını bilip sonuçları tahmin etsem de bunu gerçekten merak ediyorum. Ancak merakımın giderilmesi için elbette ki kimsenin yumruk yemesini istemiyorum. Elhamdülillah faşist değilim.

Comment (1)

bu atılan yumruklar habersizce atılmıyor. hepsi provakasyon amaçlı. 1 kişide çıksın tayyip erdoğana yumruk atsın. imkansız. atamaz. çünkü tek amaçları "bak işte biz kürt sorununu çözmeye çalışıyoruz ama kürt liderine yumruk atılıyor. aynı yumruk bizede geldi, pis ergenekoncular." mesajını verebilmek. bunun içinde kendi içlerinden kurban olarak Taner Yıldız'ı seçmişler. şiddetin hiçbir zaman savunulacak tarafı yok ama bu yumruğun kimden geldiğini iyi çözmek gerek.

Yorum Gönder